17 Mart 2017
Sayı: KB 2017/11

Newroz’un isyan çağrısına kulak verelim!
‘Hayır’ları çoğaltarak, direnişleri büyütelim!
Sınıf eksenli referandum çalışması
AKP şeflerinin “Moskova seferi”
“Demokrat” faşistler!
İşçi sınıfı tehdit altında!
PETKİM VE TÜPRAŞ’ta TİS süreci devam ediyor
DEV TEKSTİL Mart Ayı GMYK Sonuç Bildirgesi
Kamu emekçileri saldırılara rağmen direnişleri sürdürüyor
İdeolojik-kültürel değerler ve sınıflar mücadelesi
8 Mart’ın ardından…
7 kadın işçi kardeşimizi kaybettik...
Almanya’dan sonra Hollanda: Gerilim yayılıyor
Sur, Cizre, Nusaybin raporu ve BM ikiyüzlülüğü
ABD füze sistemi THAAD, Güney Kore’de!
Referandum ve demokrasi mücadelesine bakış
Vive La Commune!
Newroz geleceğe umut olsun!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

DEV TEKSTİL Mart Ayı GMYK Sonuç Bildirgesi

 

Sendikamızın Genişletilmiş Merkezi Yürütme Kurulu toplantısı 11 Mart tarihinde sendika genel merkez binasında gerçekleştirildi.

Toplantının ilk gündemi iki GMYK toplantısı arasında yürütülen çalışmaların aktarılması oldu. Sendikamızın başta 8 Mart olmak üzere, İstanbul genelinde yapılan Tekstil İşçileri Sempozyumu  ve çeşitli gündemler üzerinden fabrikalara dönük çalışmalarının aktarımı yapıldı. Faaliyetimizin olduğu tüm alanlarda, tekstil işçilerinin mücadelesini büyütecek çalışmaların genel ve özgün gündemler çerçevesinde ele alınarak adımların atıldığı vurgulandı. Çalışmaların istenilen yeterlilikte olması için müdahalelerimizin sürekliliğinin sağlanması ve yaygın bir çalışmanın konusu olması gerektiği belirtildi.

GMYK’mızın bahar sürecinin başında toplanmış olmasının getirdiği olanakla, güncel konular yeniden değerlendirilerek ele alındı. Sendikamızın her alandaki çalışmasının bir bütünlük içinde olmasına katkısı olacaktır.

- Siyasal gelişmeler ve referandum

Diğer bir gündem maddesi olan siyasal gelişmeler ve referandum başlığında zengin tartışmalar yapıldı.

Referandum ile birlikte sınıf üzerinde suni bir kamplaşma yaratılmış oldu. Kitlelerin nerede olursa olsun politize olmuş olduğu bir süreçte egemen siyaset üzerinden ‘Evet’-‘Hayır’ benimsetilmeye çalışılmakta. Tam da bu noktada devrimci tekstil işçileri sendikamızın oynaması gereken misyonu daha canlı ve bir siyasal sınıf cephesini oluşturacak şekilde hareket etmesi, önderlik yapması acil bir ihtiyaç olarak önümüzde durmakta. Bu sebepten ötürü referandumda “Ücretli kölelik düzenine ve diktatörüne Hayır!” temelinde yürütülecek çalışmanın yol yöntem ve araçları tartışıldı.

Öncelikle sınıf kitlelerine özü itibariyle ‘Hayır’ çalışmamızı iyi anlatabilmek büyük bir önem taşıyor. Referandumda ‘Hayır’ tutumunu alan diğer kurumlardan sınıfsal olarak farkımızı ortaya koymalıyız. Referandum sonucuyla işçi sınıfına ne getirip ne götüreceğini iyi anlatabilmek, sınıf bilincini geliştirmek, sömürü düzeni gerçeğini gösterebilmek büyük bir önem taşıyor. 

Bunu da çok rahat bir şekilde bugüne kadarki çalışma ve yaşam koşullarımızın kendisini anlatmak, çözümüne dönük sınıfın nerede olursa olsun yaşamın içerisinde “söz, yetki, karar” iradesini örgütlülük temelinde ele almadığı sürece bu sömürü düzeninin azgın saldırılarıyla yüz yüze kalacağı açıktır. Bu açıdan ‘Hayır’ımızı buradan gerekçelendirmek, devrimci bir sınıf hareketi yaratma iradesiyle davranmak daha da önem taşıyor.

Yakın zamanda temsilciliklerimizin olduğu yerlerde OHAL ve çıkartılan KHK’lara karşı yapılan çalışmalarda bir odak haline gelebiliyor, işçi ve emekçilerle doğrudan daha yakın temaslar kurabildiğimizi görebiliyoruz.

İşçi sınıfı ve emekçiler, sermaye düzeni tarafından referandum öncesinden başlayan iki ayrı kutuplaşma içerisinde. Yapacağımız referandum gündemli çalışma bu kutuplaşmayı büyütmek değil, aksine bu kutuplaşmayı işçi sınıfının çıkarları çerçevesinden sorgulatmaktır. Dolayısıyla işçi sınıfını bölmek isteyenlerin karşısında olacak, yürüteceğimiz çalışmayı işçilerin birliğini oluşturmanın bir aracı haline getirmeye hizmet edeceğiz. Yani ‘Evet’ diyen işçi kitlelerini karşımıza değil yanımıza alabilmek gerekiyor. Bu yanıyla “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber, ya hiçbirimiz!” şiarını yükseltmeliyiz.

Referandumda hangi sonuç çıkarsa çıksın, kıdem tazminatının fona dönüştürülerek gasp edilmesi, krizin faturası olarak karşımıza çıkan işsizlik, hak gaspları vb. birçok saldırı işçi sınıfının karşısındaki sorunlar yumağı olarak duruyor. Temel olarak işçi sınıfının referandum sonrasına kendi çıkarları üzerinden bir mücadeleye hazır olması gerekiyor. Bizlerin çalışmasını oluşturacak ikinci temel nokta tam da burasıdır.

Yer yer hedef fabrikalara dönük sorunlarından yola çıkarak oraya özgün çıkardığımız bildirilerle ‘Hayır’ı gerekçelendirmenin, işçilerin bilincini geliştirmenin önemli bir aracı olacağı açıktır. Özellikle bu tür fabrikalara böylesi bildirilerle gitmek, işçilerin sermayeye ve onun düzenine karşı fabrikada birliğini oluşturması çerçevesinde önemli bir adım olabilir.

Referandum ile ilgili süreçte kullanacağımız duvar gazetesi, afiş, bildiri ve sticker gibi materyallerimizin hazırlık planlaması yapıldı.

- Ekonomik kriz ve işçi sınıfına dönük saldırılar

Diğer bir gündem maddesi olarak ekonomik kriz ve tekstil iş kolundaki etkileri ve müdahalemiz de yine referandum gündemiyle birleştirilerek çalışmaya konu edilmesinin önemi konuşuldu.

Ekonomik krizle beraber tekstil işçilerinin daha da katmerleşerek yaşadığı yoksulluğun boyutları daha da tırmanmış durumda. Devlet bu krizde patronları kurtarmak, yükünü hafifletmek için çıkardığı yasalarla teşvik fonları, güvencesiz çalışmanın önünün açılması gibi istihdam paketinin ardı ardına uygulamaya sokulmasına karşılık işçiye sunulan koca bir yokluk ve yoksulluk mevcut. OHAL ile beraber grevlerin yasaklanması gibi sınıf lehine olan sınırlı da olsa demokratik kanalların kapatılmasının arkasında yine sermayeye hizmette sınır tanımayan AKP iktidarını görüyoruz.

Tam da bu yüzden kriz ve işçi sınıfına yansımaları açısından baktığımızda “Krizin faturası kapitalistlere” şiarını referandum sürecinde de temel bir madde olarak ele almak önemli. Bu, “Geleceksiz yaşamaya, güvencesiz çalışmaya HAYIR!” vb. şeklinde de formüle edilebilir.

- 1 Mayıs

1 Mayıs çalışmasının hemen ön günlerine denk gelen referandum çalışmalarını yine 1 Mayıs çalışmasıyla birleştirmenin önemi ortada. Bu her iki çalışma, baskı, zorbalığa karşı 1 Mayıs’ta alanlarda olabilmek ve onun öncüsü olmak için daha da önemli bir yerde duruyor.

1 Mayıs, işçi sınıfını referandum sonrası mücadelenin devam edeceğine işaret edebileceğimiz temel bir gündem. Temsilciliklerimizin imkânlarının olduğu yerlerde 1 Mayıs’ı alanlarda devrimci bir sınıf atmosferinde örgütlenmesi, ona uygun bir misyonla öncüsü olması büyük bir önem taşıyor. Bulunduğumuz her alanda sınıfa dönük, alana dönük çalışmalarımızı yol, yöntem ve araçlarımızı etkin bir şekilde kullanmalı, bir odak haline getirmeye çalışmalıyız.

Referandum sonrasına kalan iki haftaya sığan bir çalışma değil, referandumla birlikte başlayan ve sonuna doğru daha da öne çıkardığımız bir çalışma olmalı. Şimdiden bazı materyallerimiz buna uygun hazırlanmalı, hızla devreye sokulmalı. Bu bütünlük içerisinde 1 Mayıs’ı referandumla birleştirebilmeliyiz.

Bu çerçevede piknik, salon etkinliği, toplantı ve paneller yapılmalı alana çıkacağımız pankart ve şiarlarımızı belirlemeliyiz. Aynı zamanda merkezi olarak bildiri, afiş, duvar gazeteleri hazırlanacaktır.

- Birlik tartışması

İstanbul genelindeki çalışmamızı kapsayan nicelikte 12 Şubat’ta yapılan Tekstil İşçileri Sempozyumu ele alınarak tekstil işçilerinin birliği ve mücadelesinin süreci tartışma konusu edildi. Tekstil işçilerinin taban örgütlenmesine ilişkin, birleşik bir mücadele ihtiyacını da konu alan birlik tartışması yapıldı. Canlı tartışmalar sonucunda birlik konusunun bir ön tartışma niteliği taşıdığı belirtildi ve bir sonraki GMYK’da daha detaylı tartışmak üzere sonlandırıldı.

- Yayınlar gündemi

2 aylık çıkartılan yayınımızın 2017 Ocak ayında yapılan genel mecliste kararlara bağlanan işlevinin gerisinde kaldığı tartışma konusu edildi. Yayınımızda siyasal gündem ve sınıf, eğitim, tarihten kesitler, hukuk köşesi ve fabrikalardan yazıların olmasıyla birlikte daha canlı olacağı ifade edildi. Sınıfın bu noktada da özne haline getirilmesi ve yayınımızı sahiplenmesi, kullanması, katkıda bulunmasının önemi tartışıldı.

En başta merkezi araçlarımızı güçlendirerek sonrasında yerel araçların kullanılması gerektiği konuşuldu. Buradan başta bültenimiz, Facebook gibi araçlarımızın güçlendirilmesi sorunu halen çözülmeyi beklemekte. Konuya ilişkin planlamalar yapıldı.

Sınıfa karşı saldırılara dönük sınıfın bu saldırı yasalarına dair yanlış bilgiye sahip olduklarından kaynaklı bu yasalar neyi hedefliyor temelinde popüler bir broşür hazırlama kararı alındı.

Gündemlerin tamamlanmasıyla bir sonraki toplantı tarihi belirlenerek toplantımız sonlandırılmış oldu.

DEV TEKSTİL Merkezi Yürütme Kurulu

15 Mart 2017

 
§