Bir örgütün ya da partinin, güvenliği ilgilendiren ve gizli kalması gereken bilgiler dışında, “tatsız gerçekler”i de içeren kendi iç yazışmalarını olduğu gibi kamuoyuna sunması, Türkiye devrimci hareketinde örneği pek bulunmayan bir davranış biçimidir. Örgütlerde iç çatışmalar yaşanır, ayrılıklar gerçekleşir, çatışmanın tozu dumanı ortalığı ithamları karşılıklı gider-gelir vb. Fakat yazık ki, devrimci kamuoyu ve kitleler bir yana, bizzat iç çatışmayı yaşayan örgütlerin ya da sözde partilerin tabanı bile geride kalan sürecin ve gelişmelerin gerçek bilgisinden yoksun kalır. Süreci aydınlatacak belgeler ya gizlenir, ya da tek yanlı sunulur. Böylece insanlar nesnel bir değerlendirme yapma olanağından yoksun bırakılır.